12 Nisan 2016 Salı

1. FERAİZ


İSLAM
MİRAS HUKUKU
          
İÇİNDEKİLER


FERAİZ

Mirastan Hiç Bir Şekilde Sakıt Olmayanlar

Verasetin Engelleri 

VARİS GRUPLARIN İSİMLERİ

ASABELER
(BABA TARAFINDAN AKRABA OLANLAR)

FARZ SAHİPLERİ

1. Nısfı Hak Edenler

2. Sülüsü Hak Edenler (1/3)

3. Sülüsanı Hak Edenler (2/3) 

4. Rubu'u Hak Edenler (1/4)

5. Südüsü Hak Edenler (1/6)

6. Sümün'ü Hak Edenler (1/8)

HACB
(BAŞKASININ BULUNMASIYLA PAY ALAMAYANLAR)

BAŞKASININ BULUNMASIYLA PAY ALAMAYANLAR

KIZ KARDEŞLERİNİ ASABE KILANLAR

KIZ KARDEŞLERİN ASABE OLUŞU

ASABE -  ANLAMI VE BÖLÜMLERİ

KENDİ BAŞINA ASABE
OLANLAR (ASABE BİNEFSİHİ)

BAŞKASI İLE BİRLİKTE
ASABE OLANLAR (ASABE BİGAYRİHİ)

BAŞKASININ BULUNMASI İLE ASABE OLANLAR
(ASABE MAA GAYRİHİ)

İKRAR SONUCU HISIM OLANLARIN
DURUMU (MUKARRUN LEH BİNNESEBE)

Farz Sahipleri Ve Asabelerle İlgili Bazı Meseleler

ZEV'İL ERHAM

Zev'il Erhamın Varis
Olabilmesi İçin Gerekli Şartlar

ZEV'İL ERHAMIN SINIFLARI   

MİRASIN ŞARTLARI

MİRASA ENGEL OLAN HALLER

MİRAS’TA TERTİBE RİAYET
ETMEK VE VARİSİN GÖREVLERİ

Feteva  i Hindiye

VASİYET'İN TARİFİ VE MAHİYETİ

VASİYET NE ZAMAN YAPILMALIDIR

VASİYETİN KISIMLARI

TERİKENİN TARİFİ VE TAKSİMİ

Murisin Bıraktığı Mal,
Sırasıyla Şu Kimseler Arasında Taksim Olunur

NESEB YÖNÜNDEN VE SEBEB YÖNÜNDEN VÂRİSLER


1.

I. FERAİZ    
    
KURAN: % 90 - HADİS: % 10

Miras Hukuku, diğer bir deyimle Ferâiz İlmi, Kitap, Sünnet ve İcma' ile sabit olmuştur. Kur'ân-ı Kerîm'de, Nisa Sûresinde bu ilmin yüzde doksanı (% 90) açıklanmıştır. Geriye kalan yüzde onu (% 10) ise Sünnet ile belirlenmiş ve icma' ile sabit olmuştur.

ERKEKLERDEN VARİS OLANLAR

1- Oğul.
2- Oğlun oğlu ve aşağı inilirse (erkek torunlar)
3- Baba.
4- Dede ve yukarı gidilirse;
 (dedenin babası, onun da babası)
5- Erkek kardeş (ana-baba bir erkek kardeş, anne bir erkek kardeş ve baba bir erkek kardeş)
6- Kardeşin oğlu (ana-baba bir erkek kardeşin oğlu ya da baba bir erkek kardeşin oğlu) ve aşağı inilirse;
7- Amca (ana-baba bir amca ya da baba bir amca).
8- Amcaoğlu (ana-baba bir olan amcaoğlu ya da baba bir olan amcaoğlu) ve uzak da olsalar.
9- Koca.
10- Mu'tik (köle imişse onu azad eden erkek).

Kadınlardan Varis Olanlar
1- Kız.
2- Oğlun kızı. Daha da aşağı inilirse; oğlun kız torunları.
3- Anne.
4- Nine. Daha da yukarı gidilirse; nenenin annesi.
5- Kız kardeş. Ana-baba bir kız kardeş, anne bir kız kardeş ya da baba bir kız kardeş.
6- Karı.
7- Mu'tika (köle imişse onu azat eden kadın).

Mirastan Hiç Bir Şekilde Sakıt Olmayanlar

Mirastan hiç bir şekilde sakıt (mahrum) olmayanların sayısı beştir.
1. Koca.
2. Karı.
3. Baba.
4. Anne.
5. Öz evlat.

Hiçbir Surette Varis Olmayanlar

Mirasa hiç bir surette varis olmayanlar ise yedidir:
1- Köle.
2- Müdebbir (azatlığı bir şarta bağlanan köle).
3- Çocuk sahibi cariye.
4- Mukatebeli köle (azat edilmesi için bazı şartlarda mal kazanmak veya bir müddet hizmet etmek gibi neticeye bağlı olan köle veya cariye).
5- Katil.
6- Mürted.
7- Dinleri ayrı olanlar.

Mirastan hiç bir şekilde mahrum edilmeyen bu beş sınıf için gerekli deliller yeri geldiğinde belirtilecektir.

Verasetin Engelleri 

1. Kölelik: Köle olan bir kimse varis olamaz. Çünkü onun alacağı miras efendisinin olur. Halbuki efendisi onun yabancısıdır. Bu nedenle verasetten kalan mal ölünün diğer yakınlarına kalır.

2. Katil: Bir kimse kasıtlı ya da kasıtsız birini öldürürse akrabalık derecesi ne olursa olsun ona varis olamaz.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Katil öldürdüğü kişinin malına varis olamaz." (Ancak sebeple öldürenler müstesnadır.)

3. Mürtet: Mürtet; İslam dininden dönmüş olan kâfirdir. Bu da hiç kimseden miras alamaz. Yine aynı şekilde hiç kimse ona varis olamaz. Mürtedin malı İslam Devleti'nin hazinesi olan Beyt'ül Mal'e kalır. Bu malı, ister Müslüman iken, ister mürted olduktan sonra kazanmış olsun hüküm aynıdır.
Ama İslam yönetiminde kâfirler dinleri ayrı olsa bile birbirlerine varis olurlar. Mesela Yahudi Hristiyan’a, Hıristiyan Yahudi’ye varis olur.

4. Din ayrılığı: Kafir Müslüman’a, Müslüman kafire hiç bir surette varis olamaz.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Müslüman kafire ve kafir de Müslüman’a varis olamaz."


VARİS GRUPLARIN İSİMLERİ

Varisler kendi aralarında şu üç gruba ayrılırlar

A- Asabeler: Hisse nispeti belli olmayan varislerdir.
B- Farz sahipleri: Bunlar hisse nispeti belli olan varislerdir.
C- Zev'il erham: Farz ve asabe dışında varis olan akrabalardır. Bunlar,  kızların çocukları ve erkek çocukların kızlarının çocukları gibi olan varislerdir.

Şimdi bu üç grubu büyük başlıklar halinde görelim.

*
ASABELER

(BABA TARAFINDAN AKRABA OLANLAR)

1- Oğul.
2- Oğlun oğlu.
3- Baba.
4- Babanın babası.
5- Ana baba bir kardeş.
6- Baba bir kardeş.
7- Ana-baba bir kardeş oğlu.
8- Baba bir kardeş oğlu.
9- Amca. (Öz ve babadan amca)
10- Ana-baba bir amcaoğlu.
11- Baba bir amcaoğlu.
12- Asabelerden hiç biri bulunmazsa (ölen azatlı köle ise) kendisini azat eden efendi ve erkek asabeleri.

Asabenin lügatteki anlamı: Baba tarafından gelen akraba demektir.
Istılahı anlamı ise: Tek olduğunda terekenin tümünü, tek olmadığında pay sahiplerinden geri kalan payları alan akrabalardır.

* Asabe, hisse nispeti belli olmayan varislerdir. Asabe, beraberinde farz sahibi bulunursa, önce farz sahibinin hissesi verilir, daha sonra kalan asabeye ait olur. Ama asabe tek başına bulunduğu zaman bütün malı alır. Asabe olan varisler, baba tarafından erkek akrabalardır. Yukarıda, yakınlık sırası ile belirtilmişlerdir. Yalnız baba ve babanın babası olan dede veya oğul gibi bir kısmı bezen de farz, yani muayyen hisse ile varis olurlar.

Asabelik Yoluyla Varis Olmanın
Meşruiyetinin Delilleri

Kur'an-ı Kerim'deki şu ayeti kerimelerdir
"Allah size çocuklarınız hakkında erkeğe kadın payının iki misli (miras vermenizi) emreder." (Nisa: 4/11)
"Eğer varisler erkek ve kadın kardeşler olursa erkeğe iki kadının payı kadar verilir." ( Nisa: 4/176)
Her iki ayeti kerimede de görülüyor ki oğul ve kardeşlerin asabe yoluyla varis olduklarını ve her birine de kız kardeşini miras alma hususunda asabe kılar.
Peygamberimiz (S.A.V.) Şöyle Buyurmuştur:
"Miras hisselerini sahiplerine, kalanı da ölen kimseye en yakın olan erkeğe veriniz." 

FARZ SAHİPLERİ

Kur'an-I Kerim'de Belirtilmiş Farzlar (Paylar) Altı Tanedir

1- Nısf (Malın yarısı).
2- Sülüs (Malın üçte biri).
3- Sülüsan (Malın üçte ikisi).
4- Rubû (Malın dörtte biri).
5- Südüs (Malın altıda biri).
6- Sümün (Malın sekizde biri).

1. Nısfı Hak Edenler

1- Kız.
2- Oğlun kızı.
3- Ana-baba bir kız kardeş.
4- Baba bir kız kardeş. 
5- Evlat bırakmayan kadının kocası.

Farz yoluyla hisse, varise şer'an tayin edilen hissedir. Kur'an-ı Kerim'de tayin edilmiş paylar olduğu için bu paylar farz ismini almıştır. Kur'an-ı Kerim'de belirtilen bu paylar altı tane olup sırası ile şunlardır:

1. Nısıf (Yarım) Almanın Şartları

1- Kız: Kız, tek başına mirasçı olursa malın yarısını alır. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
".. eğer yalnız bir kadın ise mirasın yarısını alır." (Nisa: 4/11)
2- Oğlun kızı: Oğlun kızı tek başına olursa, yani bu kızın başka kardeşi veya ölenin çocuğu ya da onların çocuğu olmasa, malın yarısını alır. Bu şartlar tahakkuk ettiğinde müçtehit âlimlerin icmaı ile tek başına kalan oğlun kızı malın yarısını alır.
3- Ana-baba bir kız kardeş: Bu da tek başına kalırsa yani başka erkek ve kız kardeşleri olmasa ya da ölenin evladı, torunu veya baba ve dedesi bulunmazsa, ana-baba bir olan kız kardeş malın yarısını alır.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"Eğer çocuğu olmayan bir kimse ölür de onun bir kız kardeşi bulunursa, bıraktığının yarısı bunundur." (Nisa: 4/176)
4- Baba bir kız kardeş: Müçtehitlerin icma-ı ile ana-baba bir kız kardeşin hükmündedir.
5- Evlat bırakmayan kadının kocası: Ölen kadının erkek ve kız çocukları yoksa kocası malının yarısını alır.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur:
"Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra karılarınızın çocukları yoksa bıraktıklarının yarısı sizindir." (Nisa: 4/12)

Eğer karıların çocukları varsa; dörtte birini çocuklar, dörtte birini koca alır.

2. Sülüsü Hak Edenler (1/3)
1- Ölenin ana-baba bir ya da baba bir erkek ve kız kardeş olmadığı takdirde anne.

2- Anne bir, birden fazla kardeşler.

Malın üçte bir payını Almanın Şartları

1. Anne: Anne şu şekilde malın üçte birine varis olur: Ölenin erkek ve kız çocuğu ve torunları veya ana-babası bir olsun olmasın kardeşleri yoksa, bu durumda anne malın üçte birine sahip olur.

Allah'u Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur:
" Ölenin çocuğu yok da ana-babası ona varis olmuş ise, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa anasına altıda bir düşer." (Nisa: 4/11)

2. Anne bir, birden fazla kız kardeşler: Ölenin erkek ve kız çocuğu ve torunları, baba ve dedesi yoksa birden fazla bulunan ana bir erkek ve kız kardeşleri malın üçte birine varis olurlar ve aralarında eşit bir şekilde paylaşırlar.
Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
" Ölenin ana bir kardeşi, birden fazla iseler, üçte birine ortaktırlar." (Nisa: 4/12)

3. Sülüsanı Hak Edenler (2/3) 

1- İki kız.
2- Oğlun iki kızı.
3- Anne - baba bir, iki kız kardeş.
4- Baba bir, iki kız kardeş.

Sülüsan (Üçte İki) Payını Almanın Şartları

1. İki ve daha fazla kızlar: Ölenin erkek çocuğu yoksa iki veya daha fazla kızı varsa bu kızlar malın üçte ikisini alır, aralarında eşit olarak paylaşırlar. Allah'u Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"...Eğer evlatlar ikiden fazla kadın iseler, ölenin geriye bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır." (Nisa: 4/11)
Peygamberimiz (s.a.v.) Sa'd'ın iki kızına, bıraktığı malın üçte ikisinin verilmesini hükmetti.
2. Oğlun iki veya daha fazla sayıdaki kızı: Ölen kişinin erkek veya kız çocukları ya da erkek çocuğun oğlu yoksa varisleri bulunan oğlunun iki veya daha fazla sayıdaki kızı mirasın üçte ikisini alır, aralarında eşit bir şekilde paylaşırlar.
3. Ana-baba bir, iki veya daha çok sayıdaki kız kardeş: Bunların erkek kardeşi olmazsa ve ölenin de erkek ve kız çocuğu ve torunları, baba ve dedesi yoksa mirasın üçte ikisini alır.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"Eğer ölenin (sadece) iki kızkardeşi varsa bıraktığı malın üçte ikisi onlarındır." (Nisa: 4/176)
4. Baba bir, iki veya daha fazla sayıdaki kız kardeş: Müçtehit âlimlerin icma'ı ile baba bir, iki veya fazla sayıdaki kız kardeşler malın üçte ikisini alırlar.

4. Rubu'u Hak Edenler (1/4-1)

1- Kendisinden veya oğlundan evlat olan karının kocası.
2- Kendisinden çocuğu olmayan (ya da kalmayan) kocanın karısı veya karıları.

Rubu' (Dörtte Bir) Payını Almanın Şartları

Ölenin varislerinden dörtte bir pay alanlar iki kişi olup bunlar şartlarıyla beraber şunlardır:

1. Koca: Ölen hanımın erkek veya kız çocuğu ya da erkek çocuğunun oğlu ve ya kızı olursa, koca malın dörtte birini alır.
Nitekim Kur'an-ı Kerim'de Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"Karılarınızın çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir." (Nisa: 4/12)

2. Karı: Ölen kocanın çocukları veya torunu yoksa o zaman karısı malın dörtte birini alır. Karı sayısı birden fazla olursa bu payı kendi aralarında eşit olarak paylaşırlar. Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:

"Çocuğunuz yoksa bıraktıklarınızın dörtte biri karılarınızındır." (Nisa: 4/12)

5. Südüsü Hak Edenler (1/6)

1- Oğul, oğlun oğlu veya iki ve daha fazla kız ve erkek kardeşler ile birlikte varis olan ana.
2- Annenin bulunmadığı durumda nine.
3- Öz kız ile birlikte oğlun kızı.
4- Ana-baba bir kız kardeşle birlikte baba bir kız kardeş.
5- Oğul veya oğlunun oğlu ile birlikte baba.
6- Baba hayatta olmadığı takdirde dede.
7- Ana bir kardeş veya kız kardeş (birlikte olursa).

Südüs (1/6) Almanın Şartları

Varislerden malın altıda birini hak edenler sırası ve şartlarıyla beraber şunlardır:

1. Anne; çocuk veya torunları ya da derecesi ne olursa olsun ölenin kardeşleriyle birlikte olmalıdır. Bu durumda mirasın altıda birini (1/6) alır.

Allah'u Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babasının her birine altıda bir hisse vardır." (Nisa: 4/12)

Ölenin ikiden fazla erkek veya kız kardeşlerinin olmasıyla varis olan anne, (1/6) alır.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle bildirmiştir:

"Ölenin eğer kardeşleri varsa, anasının payı altıda birdir." (Nisa: 4/11)

2. Annenin bulunmadığı durumda nine: Ölenin annesi hayatta değilse babaanne veya anneannenin her ikisi de hayatta ise, birlikte malın altıda birini (1/6) alırlar. Peygamberimiz (s.a.v.) iki nineye mirasın altıda birinin verilmesine hükmetmiştir. Ama baba kendi annesini yani ölenin babası hayatta ise ölünün babaannesi olan kendi annesini mirastan alıkoyabilir.

3. Öz kız ile birlikte oğlun kızı:  Oğlun tek veya birkaç kızı ölenin tek kızı ile beraber olması durumunda altıda bir (1/6) pay almaya hak kazanır.
Bu durumdaki oğlun kızı,
a) Ölenin tek kızı ile beraber olması,
b) Ölenin erkek çocuğunun bulunmaması ve
c) Ölenin oğlunun oğlu olmaması gerekir.
Yukarıdaki üç şart tahakkuk ettiğinde oğlun kızı veya birden çok kızları üçte iki payını tamamlamak üzere altıda bir (1/6) pay alırlar.
İbni Mes'ud (r.a.) Peygamber (s.a.v.)'in hüküm verdiği şekilde hüküm veriyorum, diyerek şöyle dedi: "Kız çocuğa yarım, oğlunun kızına altıda bir, kalan hisse kız kardeşe düşer."
Nitekim ölenin geriye bıraktığı kızı ile oğlunun kızı ve kız kardeşlerinin mirastan alacağı hisseler için Abdullah bin Mes'ud (r.a.)'dan sorulunca şöyle demiştir: "Eğer ben oğulun kızını mirastan mahrum edersem elbette dalalete düşmüş olurum." ve daha sonra şöyle devam etti:"Bu meselede ben Peygamberin hükmettiği şekilde hükmederim. Ölünün kızı terekenin yarısını alır, oğlun kızı da (üçte iki payını tamamlamak -üzere) altıda bir, kalan hisse kız kardeşe düşer.” Çünkü ölenin varisleri, iki veya daha fazla kız ise, malın üçte ikisini alırlar. Tek kız ise yarısını alır. Beraberinde oğlunun kızı veya kızları olursa altıda birini (1/6) alır ve bu da öz kızların aldıkları üçte iki hissenin tamamlanıp denkleştirilmesi demektir.

4. Ana-baba bir kız kardeşle birlikte baba bir kız kardeş: Ölen kişinin baba bir olan bir veya daha fazla kız kardeşleri, baba-anne bir olan kız kardeşleriyle birlikte olmaları şartıyla altıda bir (1/6) miktarına varis olurlar.
Bu da, ‘ölenin oğlunun kızı ve ölenin kızı ile beraber olması' sınıfına kıyas edilmiştir.
5. Oğul veya oğlun oğlu ile birlikte baba: Ölenin erkek çocuk veya torunlarıyla beraber olduğu takdirde baba mirasın altıda birini (1/6) alır.
6. Baba hayatta olmadığı takdirde dede: Ölenin çocuk veya torunlarıyla birlikte ve babası bulunmaması halinde babanın babası olan dede mirasın altıda birini (1/6) alır.
7. Anne bir kardeş veya kız kardeş: Bu durumdakiler iki şartla mirasın altıda birini alır:
a) Beraberlerinde onlardan mirastan alıkoyan, ölenin çocuk ve torunlarının, baba ve dedesinin bulunmaması.
b) Bu durumdaki kardeş veya kız kardeşin varis olarak tek başına bulunması gerekir. Eğer birden fazla olursa üçte birini alır.
Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur:
"Eğer ölen erkek veya kadının evladı, ana-babası veya başka mirasçısı bulunmuyor, yalnız ana bir tek erkek veya tek kız kardeşi varsa her birine altıda (1/6) bir pay düşer." (Nisa: 4/11)


6. Sümün'ü Hak Edenler (1/8)

·        Kendisinden veya oğlundan çocuğu olan kocanın karısı veya karıları.

Sümün (Sekizde Bir) Payını Alanlar

Ölen kocanın çocuk veya torunları varsa, karısı malın sekizde birini alır. Çocuğun bu karıdan veya başka karıdan olması fark etmez.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"...çocuğunuz varsa bıraktıklarınızın sekizde biri karılarınızındır." (Nisa: 4/12)
*
HACB
(BAŞKASININ BULUNMASIYLA PAY ALAMAYANLAR) Hacb lûgatta: Men etmek, kaldırmak ve def etmek gibi manalara gelir.
Ferâizde: Mûrisin (ölen kimsenin) yakın akrabasının, daha uzak olanları mirâstan düşürmesine veya onların mirâslarını azaltmasına "Hacb" denilmiştir.
Genel kaide; derecesi mukaddem olan (önce gelen)  vârisin, muahhar olanı (sonra geleni) mirâstan hacb edeceğidir.

"Hacb-i Noksan" ve "Hacb-i Hirman" olmak üzere ikiye ayrılır.

Meselenin daha net olarak kavranabilmesi için;

Her İkisi İçin De Birer Örnek Verelim

Hacb-i Noksan: Karı-kocanın birbirinden alacağı miktarı; çocukların varlığı veya yokluğu ile değişir. Ölen kadının çocuğu yoksa; kocası malın yarısını (1/2) alır. Çocuğu varsa; kocaya düşen miktar, dörtte bire (1/4) iner. Kadın; ölen kocasının çocuğu yoksa malın dörtte birini (1/4) alır. Çocuğun varlığı halinde bu miktar sekizde bire (1/8) düşer. İşte bu farklılaşma "Hacb-i Noksan’dır. Dikkat edilirse, çocuğun varlığı veya yokluğu mirasın miktarının değişmesine sebep olmaktadır.
Hacb-i Hirman: Mûrisin (ölen kimsenin) babasının, dedesinin veya çocuklarının bulunmaması hâlinde; anne bir kardeşlerine mirâs düşer. Fakat onların varlığı (yani ölen kimsenin, babasının, dedesinin veya çocuklarının); anne bir kardeşlerin mirastan tamamen mahrum olmalarına sebeptir. Buna da "Hacb-i Hirman" denilir.


BAŞKASININ BULUNMASIYLA PAY ALAMAYANLAR

1- Ana var iken nineler,
2- Baba var iken dedeler,
3- Oğul, oğlun oğlu, baba ve dede var iken ana bir kardeş,
4- Oğul, oğlun oğlu ve baba var iken ana-baba bir kardeş,
5- Oğul, oğlun oğlu baba ve ana-baba bir kardeş var iken baba bir kardeş mirastan hacbolunur (pay alamaz).

Mirasın Tümünden Hacbe Uğrayan Varisler Şunlardır

Ana var iken nineler: Ninenin ana veya baba tarafından olmasının farkı yoktur. Bütün nineler, anne ile mirastan alıkonur.
Baba var iken dedeler: Ölenin babası hayatta ise, dedesine mirastan bir şey düşmez. Çünkü baba, ölüye dededen daha yakındır.
Ana bir kardeş: Ölünün oğlu, oğlunun oğlu, babası ve dedesi var iken sadece anneden olan kardeşler mahrum edilir.
Ana-baba bir kardeş: Ana-baba bir veya dereceleri ne olursa olsun bütün kardeşler; oğul, oğlun oğlu ve baba ile mirastan hacbedilerek mahrum kalırlar.
Baba bir olan erkek ve kız kardeşler: Bunlar ana-baba bir olan erkek kardeş ile hacbolunur. Baba bir olan kız kardeşler ise Ana-baba bir olan iki kız kardeşle hacbolunur. Ayrıca, Ana-baba bir veya baba bir kardeş oğulları. Bunlar da, baba, dede, oğul, oğlun oğlu, ana-baba bir veya baba bir olan kardeş ile hacbedilir.

·        Ana-baba bir olan kardeş oğlu, baba bir olan kardeş oğlunu hacbeder.
Ana-baba bir veya baba bir olan amca: Bu derecedeki amcalar, baba, dede, oğul, oğlun oğlu, kardeş ve kardeş oğlu ile hacbedilir. Amcaoğulları ise amca ile hacbedilir.
*
KIZ KARDEŞLERİNİ ASABE KILANLAR

Kendileriyle birlikte kız kardeşlerini asabe kılanlar dörttür

1. Oğul.
2. Oğlun oğlu.
3. Ana-baba bir erkek kardeş.
4. Baba bir erkek kardeş.

Kız Kardeşleri Varis Olmayanlar

Amcalar varis oldukları halde halalar varis olamazlar. Amcaoğulları varis olur, onların kız kardeşleri (amcakızları) varis olamazlar. Kardeşin oğulları varis olur, bunların kız kardeşleri varis olamazlar. Köleyi azat eden efendi varis olur, kız kardeşleri varis olamazlar. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Miras baba tarafından en yakın olan erkeğe aittir" 

Kendileri varis oldukları halde kız kardeşleri varis olamayanlar dörttür
1. Amcalar,
2. Amcaoğulları,
3. Kardeşin oğulları,
4. Azat eden efendinin erkek asabeleri.

KIZ KARDEŞLERİN ASABE OLUŞU

Oğul: Oğul varis olduğu gibi oğlun kız kardeşi de asabe olur.
Oğlun oğlu: Ölenin oğlunun oğlu olması halinde onun kız kardeşi de asabe olur.
Ölen kişinin ana -baba bir kardeşleri: Bu durumdaki kardeşler ana-baba bir olan kız kardeşlerini de asabe kılar.
Ölen kişinin baba bir kardeşi: Bunlar; baba bir olan kızkardeşlerini asabe kılar.
Bunların delili - Yüce Allah şöyle buyurur:
"Eğer erkek ve kadın kardeşler mirasçı kalmış ise erkek kadının iki hissesi kadar alır." ( Nisa: 4/176)
*
ASABE
ANLAMI VE BÖLÜMLERİ

Asabe; kelimesi âsıbun'un çoğulu olup;
Lugat manası; yardım etmek, korumak, zabt etmek ve takviye etmektir. Baba tarafından olan akrabalara Asabe denilmiştir. Akrabalığa "Usûbet" denildiği gibi; bir şahsa asabe mirâsı vermeye de "Ta'sib" denilir. Asabe tabiri; kuvvet ve şiddet manalarını da içine alır. Baba tarafından olan akraba arasında; kuvvetli bir irtibat hâsıl olup, bir müdafaa gücü ortaya çıkacağından bu isim verilmiştir.
Ferâizde:  Kur'an ve sünnette belirli bir payı olmayıp; ashâb-ı feraizden arta kalanı alan ve yalnız bulunduğu takdirde terikenin tamamına hak sahibi olan vârise asabe denilir. Mahiyeti dikkate alınarak; neseb sebebiyle asabe (El Asabetü'n-nesebiyye) ve azat etme (Köle ve cariye gibi) sebebiyle teşekkül eden (El Asabetü's-sebebiyye) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Malûm olduğu üzere; neseb cihetiyle yakınlık, "Ferâizde" önemli bir hadisedir.


KENDİ BAŞINA ASABE
OLANLAR (ASABE BİNEFSİHİ)

Mûris'in (ölen kimsenin) neseb noktasından en yakın akrabası kimdir? Sorusuna  cevap arayalım. Bu noktada karşımıza; ölene nisbetle, araya kadın girmeyen erkek vârisler çıkar. Fûkaha (asebe binefsihi) dört kısma ayırmıştır.
1. Mûrisin (ölen kimsenin) cüzü'dür: Oğlu, oğlunun il'ânihaye oğlu.
2. Mûrisin (ölen kimsenin) erkek fürûu, aslıdır: Babası, babasının ilânihâyet babası.
3. Mûrisin (ölen kimsenin) babasının cüz'üdür: Bu sınıf, babasının anne-baba bir kardeşleri veya baba bir kardeşlerinden teşekkül eder. Onların çocukları da dâhildir. Yâni öz ve üvey amca, onların çocukları.
4. Mûrisin (ölen kimsenin) dedesinin erkek fürûudur, cüzüdür.
Şimdi Bu Maddeleri Anlatalım

Kur'ân-ı Kerîm'de: "Ölenin çocuğu varsa, anne ve babadan her birine terekenin altıda (1/6) biri vardır” buyrulmuştur. Dikkat edilirse Ayette; mûrisin oğlu, (asabe içerisinde) babasından önce zikredilmiştir. Bu sebeb, babanın ilânihâye babasından da önde olması evleviyetle zarûridir. Ayrıca Ayette geçen çocuk lâfzı; oğul olmayınca ilânihaye oğlunun oğlunu içine alır. Hz. Ebû Bekir (ra), Hz. Ali (ra), Hz. Abdullah İbn-i Mesûd (ra) ve Hz. Zeyd b. Sabit (ra) den şöyle dedikleri rivayet edilmiştir: "Asabenin en önde geleni (mûrisin) oğludur. Sonra ilânihaye oğlun oğludur...”
Mûrisin (ölen kimsenin) oğlundan sonra; en kuvvetli asabe babasıdır.
Çünkü Kur'ân-ı Kerîm'de: "(Mûrisin) Çocuğu olmayıp da, O'na anne ve babası mirâsçı olduysa, üçte biri annesinindir" buyrulmuştur. Ayette annenin hissesi belirlenmiş, kalanın da babaya ait olacağına işaret edilmiştir. Ayrıca mûrisin (ölen kimsenin) babasının; erkek kardeşleri ve dedesinden önde olduğu tasrih (açık olarak anlatmak, açıkça söylemek, belirtmek.) olunmuştur.
Kur'ân-ı Kerîm'de: "Eğer (mirâsçı) erkek kardeş ise, çocuksuz ve (babasız) ölen kız kardeşin bıraktığı mirâsın tamamını alır" buyrulmuştur.
Dikkat edilirse; çocuğu ve babası olmayan bir kimse (kelâle) ölür de; geride anne-baba bir veya baba bir erkek kardeşi kalırsa, mirâsın tamamını alır. Bunlar babanın cüzüdür.
Hz. Amr b. Şuayb (ra)'dan şöyle rivayet edilmiştir: "Resûl-i Ekrem (sav) mirâsı; anne-baba bir erkek kardeşe, sonra baba bir erkek kardeşe, sonra anne- baba bir erkek kardeşin oğluna, sonra baba bir erkek kardeşin oğluna verdi. Amcaların durumunu da aynen bunlar gibi zikretti.” Esasen bunlar; mûrise (ölen kimseye) akrabalık noktasından bu tertibe göre sıralanırlar. Velâyette de; bu sıra esastır. Birden fazla asabe (Asabe binefsihi) bulunursa; derecede yakın olan, uzak olanı mirâstan düşürür.

Fûkaha; sınıf, derece, yakınlık ve kuvvet (akrabalık noktasından) durumlarının dikkate alınacağında müttefiktir. Esasen, Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Ashâb-ı Ferâizden artan mal; en lâyık (en yakın) erkek şahsındır” buyurduğu bilinmektedir. Asabe binefsihi'nin; sınıflarını dikkate almak şarttır.

BAŞKASI İLE BİRLİKTE
ASABE OLANLAR (ASABE BİGAYRİHİ)

Esasen ashâb-ı ferâizden olup; bir tane oldukları zaman terekenin yarısını (1/2), iki veya daha fazla oldukları zaman mirâsın üçte ikisini (2/3) alan; kendi derecelerinde bir erkek (kardeş) bulunduğu zaman asabe olan kadınlara; Asabe bigayrihi denir.
Bunlar Kadınlardan Olmak Üzere Dört Sınıftır.
1. Mûrisin kızlarıdır.
2. Mûrisin oğlunun kızları.
3. Mûrisin anne-baba bir kız kardeşleri.
4. Mûrisin baba bir kız kardeşleri.
Şimdi bunları (asabe bigayrihi) inceleyelim:
1.  Mûrisin kızları:  Kur'ân-ı Kerîm'de: "Allah size (mirâs) hükümlerini şöylece tavsiye (ve emr) eder: Çocuklarınız hakkında; erkeğin hissesi, iki kızın hissesi kadardır" buyrulmuştur. Ayette mûrisin (ölen kimsenin) kızı; oğlu ile birlikte bulunursa, müşterek asabe olarak (ikili-birli) mîrâs alacağı açık olarak anlatılmıştır.
2.  Mûrisin oğlunun kızlardır: Bunlar da aynı derecede oğlunun oğlu ile asabe olurlar. Zira Ayet-i Kerime'de geçen (evlat) lafzı; oğul ve kız anlamının yanında, bunlar bulunmadığı zaman oğlunun ilânihâye oğlu ve kızı manasına da gelir.
3.  Mûrisin (ölen kimsenin) anne-baba bir kız kardeşleridir: Kur'ân-ı Kerîm'de: "Eğer erkek ve kız kardeşler berâber bulunurlarsa, o durumda erkeğe iki kadın hissesi verilecektir," hükmü beyan buyrulmuştur.

Buradaki erkek ve kız kardeşlerden maksat; anne-baba bir veya baba bir kardeşlerdir. Zira anne bir kardeşle ilgili hüküm farklıdır. Dolayısıyla anne-baba bir kız kardeşler; aynı durumda olan erkek kardeşlerle birlikte asâbe olurlar.

4. Baba bir kız kardeşlerdir: Bunlar da; baba bir erkek kardeşlerle birlikte asabe olurlar.


BAŞKASININ BULUNMASI İLE ASABE OLANLAR
(ASABE MAA GAYRİHİ)

Ashâb-ı ferâizden olup; tek oldukları zaman terekenin yarısını (1/2), iki veya daha fazla oldukları zaman mirâsın üçte ikisini (2/3) alan mûrisin (ölen kimsenin) kızları veya oğul kızları ile asabe olan kız kardeşlerdir.
Bunlar iki sınıfa ayrılır:
1. Anne-baba bir kız kardeşlerdir.
2. Sadece baba bir kız kardeşlerdir.
Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Kız kardeşleri, kızlarla birlikte olunca asabe yapınız" buyurduğu bilinmektedir.


MEVLÂ'L-MUVÂLAT

(MUKÂVELELİ VÂRİS) Hür, akîl-baliğ olan iki mü'min; karşılıklı diyet ödeme, yardımlaşma ve vâris olma konusunda akit yaparlarsa buna "Muvâlat Akdi" denilir.
Hanefi fûkahası; muvâlat hısımı (mevlâsı) nın; vâris olabilmesi için bazı şartların bulunması gerektiği üzerinde durmuştur. Karı ve koca müstesna; farz sahibi, asabe ve Zevi'l-Erham mevcutsa, hiçbir şekilde vâris olamaz. Bazı hallerde ise, varis olur.


İKRAR SONUCU HISIM OLANLARIN
DURUMU (MUKARRUN LEH BİNNESEBE)

Her toplumda nesebi meçhul kimseler bulunur. Bunun gizli olmasının bir-çok sebebi vardır. (Nesebi meçhul) bir kimsenin nesebini; bir şahsın kendine veya başkasına bağlayan sözüne, nesebi ikrar denilir. Meselâ Hasan efendi; gizlice evlenmiş ve bu evlilik sonucu bir çocuğu olmuştur. Diğer hanımının veya çocuklarının bundan haberi yoktur. Daha sonra nesebi meçhul bilinen çocukla ilgili olarak "-Bu benim oğlumdur" diyerek ikrar eder, zâhiri hal de kendini tekzib etmezse, vefatında kendisine vâris olur. Ayrıca nesebi meçhul olan (ve daha sonra ikrarı ile kendi çocuğu olduğu ortaya çıkan) çocuğun annesini boşayıp-boşamadığı gündeme girer. Eğer Hasan Efendi o çocuğun annesi için: "-Bu benim karımdır" diye ikrar eder ve kadın da "-Evet, bu benim kocamdır" derse, bu defa "evliliği ikrar" söz konusu olur. Dolayısıyla verasette zevce (karı) durumu ortaya çıkar. Bütün bu ikrarlarda; sıhhat şartlarının bulunması gerekir.


Farz Sahipleri Ve Asabelerle İlgili Bazı Meseleler

Bu iki varis grubu ile ilgili bazı meseleler kurup açıklamasını yapalım.
         
                       

MESELE 6


Baba bir kız kardeş         
1/2
3
Anne 
1/6
1
Ana bir kız kardeş
1/6
1
Öz amca
 A
1
AÇIKLAMA  
·        Bu meselenin aslı (6)'dan kurulur. Bunda temasül bulunduğu için iki eşit paydadan biri alınıp meselenin aslı yapılır. Miras dağılımına gelince şöyle olur:
·        Baba bir kız kardeş tek başına bulunduğu ve onu hacb edecek veya asabe yapacak bir varis olmadığı için malın yarısını ½ alır.
·        Ölenin birkaç kardeşi bulunduğu için de anneye 1/6 hisse verilir.
·        Ana bir kız kardeş tek başına olduğu ve onu hacb edecek kimse de bulunmadığı için bu da 1/6 hisse alır. Geri kalan da asbelik ile amcaya düşer.                        


MESELE 6

Ana baba bir kardeş oğlu   
A
2
Ana bir kardeş                 
1/6
1
Amca    
H
-
Ana baba bir kız kardeş
1/2                            
3
AÇIKLAMA
·        Görüldüğü gibi ana bir kardeşe 1/6 hisse verilir. Ana baba bir kız kardeşe de 1/2 hisse verilir. Geri kalan asabe yoluyla ana baba bir kardeş oğluna kalır, çünkü bu ölüye daha yakındır. Amca ise kardeş oğlu ile hacbolunur, çünkü mirasta kardeşlik nispeti amcalık nispetinden önce gelir.
·         


MESELE 12

Karı
1/4
3
Anne 
1/6
2
Ana bir kız kardeş
1/6
2
Baba bir kardeş
 A
5
AÇIKLAMA 
·        MESELE: Kendisinde 1/4 - 1/6 bulunan her meselenin aslı 12’den gelir.
·        Karı: Görüldüğü gibi ölenin çocuğu olmadığı için karı 1/4 hisseyi alır.
·        Anne: Birden fazla kardeşleri bulunduğu için anne 1/6 alır.
·         Ana bir kız kardeş: Tek olduğu ve onu hacbedecek varis bulunmadığı için o da 1/6 alır.
·        Baba bir, kardeş: Geri kalanı ise asabelik ile baba bir kardeş alır.
                          

Başka bir misal ile çözüm şekli

MESELE 24

Karı
1/8
 3
Baba 
1/6
 4
Anne                         
1/6
 4
Oğul                          
A  
13
AÇIKLAMA   
·        MESELE: Kendisinde 1/8 - 1/6 bulunan her meselenin aslı 24’den gelir.
·        Burada da görüldüğü gibi karı 1/8, baba 1/6 ve anne de 1/6 hisseyi alır. Diğeri oğla kalır.
                            


MESELE 24


Baba
1/6
4
Dede
H
-
Oğul
A
17
Oğlun oğlu
H
-
Nine (babaanne):                
H
-
Karı
1/8
3
AÇIKLAMA
·        MESELE: Kendisinde 1/8 - 1/6 bulunan her meselenin aslı 24’den gelir
·        Ölenin çocuğu bulunduğu için, babası 1/6 ve karısı 1/8 hisse alır. Geri kalanı asabe yoluyla oğlu alır. Babası dedesini, oğlunun oğlunu ve ninesini hacbeder, oğul da asbelikle payını alır.                         
  

ZEV'İL-ERHAM

Zev'il Erham: Farz veya asabe yoluyla varis olamayan her akrabaya zev'il erham denir.
Mûrisin (ölen kimsenin) ashâb-ı ferâiz ve asabesinden hiç kimsesi yoksa, akrabaları gündeme girer. Zevi'l erham; "Zü'r-rahim'in" çoğuludur.

Lûgat manası; rahim beraberlik, akrabalık ve yakınlıktır.
Kur'ân-ı Kerîm'de: "Anne ve baba ile yakın hısımların bıraktıklarından erkeklere, anne ve baba ile yakın hısımların bıraktıklarından kadınlara; azından da çoğundan da farz edilmiş birer nasip olarak hisseler vardır” buyrulmuştur. Ayette geçen, "ve'l âkrebûne" (akrabalar, hısımlar) kelimesi; mutlak olarak vârid olmuştur. Esasen savaşma gücü olmayan kadın ve çocukları; mirâstan mahrum eden, cahiliye düşüncesini ortadan kaldırmak için inzâl buyrulmuştur. Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Dayı, vârisleri bulunmayanın mirasçısıdır,” buyurduğu da bilinmektedir. Sahabe-i Kiram'dan Hz. Sabit b. Ed-Dihdâh (ra) vefat etmiş; geride yalnızca kız kardeşinin oğlu Ebû Lübâbe b. Abdi'l-Münzir (ra) kalmıştı. Resûl-i Ekrem (sav) bütün mirasını ona vermiştir. Halbuki kendisinin; asabesi ve ashâb-ı ferâizi durumunda değildi, Zevi'l-erham durumundaydı.
Hanefi fûkahası: "Zevi'lerham'ın mûrise yakınlığı dikkate alınır. Çünkü bunlar; aslında asabe hükmünde olup, ya kadın oldukları, ya araya kadın girdiği için asabe olamamışlardır. Bu bakımdan asabe hangi usül ve sırayla vâris oluyorsa, bunlar da aynı şekilde mirasçı olurlar,” hükmünde ittifak etmiştir.


Zev'il Erhamın Varis
Olabilmesi İçin Gerekli Şartlar

1- Ölenin asabe veya farz ile karı veya kocadan başka bir varisinin bulunmaması. Ölenin asabelerinden veya farz sahiplerinden varisi olursa mirasın tümünü alır, zev'il erham hiç bir şey alamaz.
Zev'il erham karı veya koca ile beraber varis olabilir. Bunun şartı ölenin varisi karı veya koca yalnız olmalıdır. Çünkü farz sahipleri hisselerini aldıktan sonra
2- Beyt'ül Mal'ın muntazam olmaması. Eğer Beyt'ül Mal muntazam olup mal meşru yerlere sarf edilirse zev'il erham mirastan bir şey alamaz.
Beyt´ül Mal´ın muntazam olmasıyla zev´il erhamın pay alamayacağının delili: İmam Şafii (r.a.) Kur´an ve Sünnet´te muayyen bir hissenin olmadığına hükmettiği içindir.
Hicri dördüncü asırdan itibarın Beyt'ül Mal'ın muntazam bulunmamasıyla Şafii âlimlerinin sonraki müçtehitleri zev'il erhamın mirasçı olacağı hususunda fetva vermişlerdir. Çünkü ölenin malının akrabalarına ulaşması hak sahibi olmayan başkalarına verilmesinden daha iyidir.
NOT: Hanefi , Hanbeli’ye göre: Zevil Ehram mirasçı olur, mirastan kalanı paylaşır. Şafii , Maliki’ göre: Zevil Ehram mirastan pay alamaz.
mirastan artan, karı veya kocaya iade edilmez. Karı veya koca hissesini aldıktan sonra kalanı ölüye yakınlığına göre zev'il erhama paylaştırılır.

ZEV'İL ERHAMIN SINIFLARI   

Zev'il erham olan akrabalar dört sınıf olup şunlardır
1- Kızların çocukları ve oğlun kızlarının çocukları.
2- Annenin babası olan dede ve bunun babası.
3- Annenin annesi olan nine ve bu ninenin annesi. (Şafi alimi: Ebu Şuca)
4- Ölenin dede ve ninelerine nesebli olanlar. Bunlar da,
a) Ana bir amcalar, bütün amcakızları ve bütün halalar.
b) Bütün dayılar, teyzeler ve bunların çocukları.
c) Hala çocukları ve bunların vasıtasıyla ölüye bağlı olan akrabalar.
Zev'il erhamın miras taksimatı: Zev'il erham ölüye bağlı olan varisin yerine konulup bunlara göre, en yakınlık derecesine öncelik verilir.

MİRASIN KONUSU

1. Vâris'in bulunması,
2. Mal veya servetinin bulunmasıdır.

MİRASIN ŞARTLARI

1.  Murisin hakikaten veya hükmen ölümünün sabit olmasıdır.
1.  Vârisin hakikaten veya takdiren hayatta olması gerekir.
2.  Vârislerde; mirasa mâni olan hallerden, birisinin bulunmamasıdır. Eğer mirasa mâni hallerden herhangi birisi söz konusu olursa; vâris hiçbir şey alamaz. Bu konu oldukça önemlidir.


MİRASA ENGEL OLAN HALLER

1. Mûris ile vâris'in farklı dinlerden olması.
2. Vâris'in; mala daha çabuk sahip olabilmek için murisi öldürmesi.
3. İhtilâf-ı Dâr. (Darû'l İslâm’da ikamet eden zimmi'nin; Darû'l Harp'te bulunan yakınları, kendisine vâris olamazlar!)
4. Vârisin meçhul olması.
a. Bir kadın, kendi çocuğuyla, başkasının çocuğuna süt verirken vefât edip, hangisinin kendisine ait olduğu bilinmezse, hiç biri kendisine vâris olamaz.
b. Bir kadın; bir Müslüman’ın çocuğu ile bir gayr-i Müslim’in çocuğuna süt verirken; ikisi birlikte büyüyüp birbirinden ayırt edilemezse, bu çocuklar Müslüman kabul edilir. Fakat hiçbiri babasına vâris olamaz.
c. Bir kimse; çocuğunu lâkit olarak bir yere bırakır, daha sonra aynı yerde iki çocuk bulunursa, hangisinin kendi çocuğu olduğunu bilemediği süre içerisinde, her ikisi de kendisine vâris olamaz.
5. Karşılıklı lanetleşme sonucu çocuğun nesebinin bilinmemesi (KAYNAK: Molla Camii Kitaplığı).
6. Kölelik.


MİRAS’TA TERTİBE RİAYET
ETMEK VE VARİSİN GÖREVLERİ

1. Maldan; önce techiz ve tekfini için pay ayrılır
2. Daha sonra ölünün; hayatta iken yapmış olduğu borçları varsa ödenir. Bu borçlar; Allahû Teâla (cc)'nın emri olan zekât, kefâret, oruç fidyesi ve nezr (adak) olabileceği gibi, diğer insanlardan alınmış (borçlar) da olabilir. Borç ödeme hususunda da; önce insanlara olan (borçlar) dikkate alınır. Borçların ödenmesinden sonra; ölenin vasiyeti mevcutsa, terikenin üçte birini aşmayacak şekilde yerine getirilir. Bütün bunlardan sonra kalan mal; vârislere, sehimleri dikkate alınarak taksim olunur.

Dikkat Edilirse Terike Üzerinde Dört Hak Söz Konusudur.
Bunlar:
1. Mûris'in techiz ve tekfini için gerekli masraflar,
2. Mûrisin borçlarının ödenmesi,
3. Mûris'in vasiyetinin yerine getirilmesi,
4. Bütün bunlardan sonra kalan malın; ferâize uygun olarak vârislere taksimi.

Feteva-ı Hindiyye
Haram yoldan servet elde eden bir kimse ölünce; uygun olan: Vârislerinin durumu araştırmalarıdır. Eğer haram olan bu servetin nereden ve kimden temin edildiğini öğrenebilirlerse, onu sahiplerine geri verirler. Öğrenmemeleri hâlinde ise; o haram serveti fakirlere dağıtırlar.
Eğer bir mü'min; fakr-û zarûret içerisinde hayatını devam ettirir ve borç içerisinde iken ölürse; bütün borçları Beytü'lmal’den ödenir.

VASİYET'İN TARİFİ VE MAHİYETİ

Vasiyet: Tavsiye etmek, demektir.   Vasiyet, bir kişinin ölümünden sonra geçerli olmak üzere, bir veya birden fazla kişiye belirli bir mal bırakması işlemidir. Vasiyet, ölüme bağlı bir tasarruftur. Vasiyet sözlü veya yazılı olabilir. Bırakılan mal veya menfaat; sadaka hükmündedir.
• Vasiyet yapana: Mûsi,
• Bırakılan şeye: Mûsabih,
• Bırakılan şahsa: Mûsa leh,
• Yapılan tasarrufa da: Vasiyet denilir. Çoğulu vesâyâ gelir.

• İnsan vasiyet ederek; veremediği sadakalarını, ölümünden sonra verdirmeye çalışır.
• Varisler kabul etse de, etmese de; vasiyet, malın üçte birini aşmamak şartıyla caizdir. (Hadis: Ömürlerinizin sonunda, amellerinizde sizin sevabınızı artırmak için ..)
• Ancak malının üçte birinden fazlasını vasiyet etmesi caiz değildir.
• Bir adam;  tek kızımdan başka vârisim yoktur. Malımın üçte ikisini vasiyet etsem ne dersiniz? Sorusunu sorar; Resûl-i Ekrem (sav) "-Hayır." cevabı verir.
• Vârislerden bazısının payını azaltmak, bazısının payını yükseltmek için (vârislerden birine) vasiyet yapmak caiz değildir.
• Fakat bir kimsenin; hiçbir vârisi yoksa malının tamamını vasiyet etmesinde bir mahzur yoktur.


VASİYET NE ZAMAN YAPILMALIDIR

• Resûl-i Ekrem (sav)'in: Hiçbir Müslümanın; vasiyet edeceği bir şey varken, vasiyetini yazmadan iki gece dahi yatması doğru değildir.  Buyururlar.

• Resûl-i Ekrem (sav): Sadakanın efdali; mahrum edildiği zaman kin tutacak zi-rahme akrabaya verilendir, buyurmuştur.

• Vârislerin malî durumu iyi değilse veya miras kalacak mala ihtiyaçları varsa, vasiyeti terk etmek daha evlâdır.

• Vârislerin ihtiyacı yoksa; yakın akrabaya vasiyet etmek daha efdaldir.

VASİYETİN KISIMLARI

1. Vâcip Olan Vasiyet: Mükellefin üzerinde; emânet, meçhûl (varislerin bilmediği) borçlar, verilmemiş zekât, öşür ve bunun gibi mâli ibadetler, yerine getirilmemiş nezir (adak), hac gibi hususlar, meşrû sebeplerle tutulamayan Ramazan orucunun fidyesi veya kefâretler söz konusu ise, bunları vasiyet etmesi vâciptir.
2. Müstehab Olan Vasiyet: Bir müminin; hiçbir vârisi bulunmaz ve borcu da olmazsa, bütün mal ve menfaatlerini İslâmi hizmetlere harcanmasını vasiyet etmesi müstehaptır.
3. Mendub Olan Vasiyet: İslâm'a hakkı ile hizmet edemediği için üzülen bir mümin’in, İslâm'ı tebliğ eden ulemaya ve cihat eden kimselere vasiyette bulunması menduptur.
4. Mübah Olan Vasiyet: Kimsesizlere, yolda kalmışlara ve fakirlere vasiyette bulunmak mübâhtır.
5. Mekrûh Olan Vasiyet: Bir müminin; İslâmi hudutlara riâyet etmeyen ve haram işlemekle meşgul olan kimselere vasiyet etmesi mekruhtur.

•  Vasiyet etmeyi düşünen bir mümin: Mutlaka iki âdil şahit bulundurmalıdır. Vasiyetin yerine getirilmesi, borcun ödenmesinden sonraya bırakılır. Zira borcun ödenmesi farzdır.
•  Ancak alacaklılar, ölüm hadisesinden sonra, borcu bağışlarlarsa, engel ortadan kalktığı için vasiyet derhal yerine getirilir.

TERİKENİN TARİFİ VE TAKSİMİ

Terike veya Tirke kelimeleri; terketmek ve bırakmak manasına gelen, "Terk" kökünden isimdir.
İslâmi ıstılahta: Mûrisin (Ölen kimsenin) geride bıraktığı ve vârislerine intikâl eden her şeye terike denir
•  Mûrisin (ölen kimsenin); Techiz ve tekfini yapıldıktan, borcu ödendikten ve vasiyeti yerine getirildikten sonra; kalan mal, vârislerine şer'i ölçüler içerisinde taksim edilir.

Murisin Bıraktığı Mal,
Sırasıyla Şu Kimseler Arasında Taksim Olunur

1. Ashab-ı Ferâiz: Kitap, sünnet ve icmâ ile payları kat'i olarak bilinen vârisler.
2. Asabe.
3. Hisselerinden başka kalan malı da red yoluyla alan kimseler.
4. Zevi'l erham. (Yakın akraba.)
5. Mevlâ'l muvâlat.
6. Kendisi üzerinde neseb ikrar olunan kimse (Mukarrun leh bi'n neseb al'l gayr)
7. Kendisine vasiyet olunan şahıslar (malın 1/3’ten fazlasını  harcayamazlar).
8. Beytülmal.

NESEB YÖNÜNDEN VE SEBEB YÖNÜNDEN VÂRİSLER

ASHÂB-I FERÂİZ: Kitap, sünnet ve icmâ ile; hakları takdir edilen (farz kılınan) sehim sahiplerine “Ashab-ı Ferâiz” denilir. Tarifinden de anlaşılacağı gibi; murisin (ölen kimsenin) en yakını olan sınıftır. Bunlar kat’i nasslarla sabit olan paylarını aldıktan sonra; geriye bir-şey kalırsa, ikinci derecede olanlar gündeme

girer. Ashab-ı Ferâiz; on tanesi “Neseb” yönünden, iki tanesi “Sebeb” noktasından, toplam oniki’dir.
Bunlar,
Neseb yönünden  vâris olanlar
1. Baba,
2. Sahih dede (Babanın babası),
3. Anne bir kardeş,
4. Kız,
5. Oğlun kızı,
6. Anne-baba bir kız kardeş,
7. Baba bir kız kardeş,
8. Anne bir kız kardeş,
9. Anne,
10. Sahih nene (ölüye nispetinde fasit dede araya girmeyen nene),

Sebeb yönünden vâris olanlar
11. Koca
12. Karı

*
KELİMELER 

Asabe: Bir miras hukuku terimi olarak; yalnız başına olduğunda bütün mirası, başka mirasçı bulununca onlardan artanı alan ve ölene (mûris'e) araya kadın girmeksizin bağlanan erkek hısımlarla bu hükümde olan diğer kimselerdir. Oğlu, oğlun ilânihaye oğlu gibi. Bunların belirli miras hisseleri ayet ve hadislerde belirlenmemiştir.
ASHÂB-I FERÂİZ: Kitap, sünnet ve icmâ ile; hakları takdir edilen (farz kılınan) sehim sahiplerine “Ashab-ı Ferâiz” denilir.
Murisin (ölen kimsenin) en yakını olan sınıftır.  
Fürûu: Çocuklar ve torunlar.
ilâ Nihâye: Sonuna kadar.
İbniyye: Bir kimsenin oğlunun öz kız evladıdır.
İlm-i Feraiz: Ölünün terikesine taalluk eden haklardan ve terikenin muayyen sehimler üzerine taksiminden bahseden ilimdir.
Mevlâ'l-Muvâlat (Mukâveleli Vâris):  Hür, akîl-baliğ olan iki mü'min; karşılıklı diyet ödeme, yardımlaşma ve vâris olma konusuda akid yaparlarsa buna "Muvâlat Akdi" denilir. Hanefi fûkahası; muvâlat hısımı (mevlâsı) nın; vâris olabilmesi için bazı şartların bulunması gerektiği üzerinde durmuştur. Karı ve koca müstesna; farz sahibi, asabe ve Zevi'l-erham mevcutsa, hiçbir şekilde vâris olamaz. Bazı hallerde ise, varis olur.
Miras: Bir müteveffanın terikesinden yakınlarına intikal eden maldır.
Mukarrun leh bi'n neseb al'l gayr: Kendisi üzerinde neseb ikrar olunan kimse)
Beytülmal: İslâm devletinin hazinesi, devletin malîye işleriyle ilgilenen kurum.
Muris: Ölen kimse.
Sehm: Hisse, varislerden her birinin terikeden müstehik olduğu miktardır.
Sulbiyye: Bir kimsenin öz kızı demektir.
Tashih-i mes’ele
: Varislerin sehimlerini hiçbiri hakkında kesr vaki olmayacak surette ve mümkün mertebe en az bir miktardan göstererek terikeyi kabil-i taksim bir hale koymaktır.
Tebayün
: İki adet arasında birden başka kasım-ı müşterek (ortak tam bölen) bulunmamasıdır.
Tedahül: İki adetten birinin diğeriyle tamamen taksimi kabil olmasıdır.
Temasül: İki adedin birbirine müsavi olmasıdır.
Tereke
: Bir müteveffanın kendisine ait olmak üzere terk etmiş olduğu maldır.
Tevafuk: İki adetten birinin diğeriyle taksimi kabil olmayıp üçüncü bir adet ile taksimi kabil olmasıdır.
Vasiyet yapana: Mûsi,
• Bırakılan şeye: Mûsabih,
• Bırakılan şahsa: Mûsa leh,
• Yapılan tasarrufa da: Vasiyet denilir. Çoğulu vesâyâ gelir.
*
·        KAYNAKLAR     
·        Hamdi DÖNDÜREN
·        www.ehlisunnetbuyukleri.com
·        Ferâiz İlmi: İslâm'da mîras Hukuku, güncel fetvalar, Molla ...
·        www.mollacami.net
·        Feraiz nedir? Feraiz hakkında bilgi - Türkçe Bilgi

·        İSLÂM MİRAS HUKUKU (FERÂİZ)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder